Türkiye franchise ekosisteminin 2026 yılında 60 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenirken, franchise işletme sayısının yaklaşık 60 bine, bu işletmelerde istihdam edilen kişi sayısının ise 450 bine ulaşacağı öngörülüyor. Ekonomist Dergisi’nin geleneksel “Franchising 100” araştırması, ekosisteme ışık tutuyor. Yaptığımız araştırmaya göre, franchise veren 100 şirket, 2026 yılı sonuna kadar 4 bin 775 şube açmayı hedefliyor. Yeni dönemde hızlı servis restoranları, kahve zincirleri, sağlıklı yaşam ve spor odaklı konseptler öne çıkıyor.
BURCU TUVAY btuvay@ekonomist.com.tr AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN asakarya@ekonomist.com.trEkonomist’in 12 – 25 Ekim 2025 tarihli sayısındanTürkiye’de girişimcilik, son yıllarda önemli bir evrim geçiriyor. Pandemi sonrası yeniden şekillenen tüketici alışkanlıkları, dijitalleşmenin hızı ve artan yatırım bilinci, franchise sistemini hiç olmadığı kadar cazip hale getirdi. Bugün artık sadece büyük markalar değil, orta ölçekli işletmeler de “Büyümenin yolu franchise’tan geçiyor” anlayışıyla hareket ediyor. Veriler çarpıcı: Bugün Türkiye’de yaklaşık 3 bin 700 yerli ve yabancı marka franchise sistemiyle faaliyet gösteriyor. Bu markaların yaklaşık yüzde 30’u yurt dışı pazarlara açılarak Türkiye’nin ihracatına katkı sağlıyor. Franchise modeliyle faaliyet gösteren işletme sayısı 50 bini aşarken, bu işletmelerde doğrudan 300 bini aşkın kişi istihdam ediliyor. Ekosistemin yıllık ticaret hacmi ise 55 milyar dolara yaklaşmış durumda. Mevcut ekonomik dinamikler ve girişimcilik trendleri sürdürülebilir bir seyir izlediği takdirde, 2025 yılı sonunda franchise ekosisteminin yıllık ticaret hacminin 55 milyar dolara, işletme sayısının 55 bine ve bu işletmelerde istihdam edilen kişi sayısının ise 400 bine ulaşacağı öngörülüyor.
GENÇ KUŞAĞIN BEKLENTİSİ
2026 yılında Türkiye franchise ekosisteminin yıllık ticaret hacminin 60 milyar doları aşmasını, franchise işletme sayısının yaklaşık 60 bine, bu işletmelerde istihdam edilen kişi sayısının ise 450 bine ulaşmasını öngördüklerini söyleyen UFRAD (Ulusal Franchise Derneği) Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Türkiye’nin coğrafi konumu, girişimci nüfusu ve hızla gelişen markalarıyla, sadece iç pazarda değil, bölgesel bir merkez olarak da öne çıkacağını belirtiyor. Aydın’a göre bugün İstanbul, franchising için bir vitrin ise önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin tamamı, çevre ülkelerden girişimcilerin ilgi odağı hâline gelecek. Girişimcilik dünyasında trendleri çok yakından takip ettiklerini ifade eden Aydın, önümüzdeki yıl hızlı servis restoranları, kahve zincirleri, sağlıklı yaşam ve spor odaklı konseptler, aynı zamanda teknolojiyle desteklenen hibrit modellerin ön planda olacağı öngörüsünde bulunuyor. Genç neslin beklentisinin değiştiğine dikkat çeken Aydın, sadece ürün değil, deneyim aradıklarını vurgulayarak, bu nedenle hem fiziksel mağaza hem de dijital platform üzerinden tüketiciye ulaşabilen markaların büyümesinin çok hızlı olacağını vurguluyor.
EN HIZLI BÜYÜYEN ALANLAR
Gıda sektörünün franchise sisteminin kalbi konumunda olduğunu söyleyen Aydın, en büyük büyümeyi sağlıklı beslenme, vegan–vejetaryen menüler, kahve ve atıştırmalık konseptlerinde göreceğimizi ifade ediyor. Dünya çapında Türk mutfağına olan ilginin arttığına da vurgu yapan Aydın, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kebap, döner, baklava gibi geleneksel ürünlerimiz, doğru franchise modelleriyle küresel ölçekte dev markalara dönüşebilir. Gıda dışı sektörlerde önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyen alanlar eğitim teknolojileri, kişisel bakım, sağlık ve wellness, lojistik, temizlik ve hijyen ile e-ticaret destek hizmetleri olacak. Önümüzdeki beş yıl franchising için altın dönem olacak. Teknoloji tabanlı iş modelleri, sürdürülebilirlik odaklı girişimler, yeşil enerji ve çevre dostu çözümler franchise sistemine entegre olacak.”Medyafors A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem ise mikro yatırım gerektiren kiosk ve konteyner formatları, yeni nesil döner, tavuk, burger zincirleri, tatlı barları ve üçüncü nesil kahve markalarının ön planda olacağını söylüyor. Az sermayeyle çok lokasyona yayılabilen “çarpan etkili” modellerin yatırımcı radarında olduğunu ifade eden Erem, gıda segmentinde butik tavuk ve burger zincirleri, çağdaş döner–dürüm konseptleri, kruvasan–kahvaltı barları, kahve zincirleri ve dondurma–tatlı markalarının öne çıktığını vurguluyor. Gıda dışında büyüyen sektörleri güzellik–kişisel bakım, gayrimenkul, pet bakımı, ev–oto hizmetleri, hızlı kargo amp; paket dolapları ile eğitim–atölye merkezleri olarak sıralayan Erem, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Mikro formatlı çoklu şube yönetimi (multi-unit), yurt dışı master franchise modeli, teknolojik sipariş–sadakat sistemleri ve veri bazlı lokasyon planlamalarıyla büyüyecek. Ayrıca yeni nesil AVM’ler lojistik altyapılarıyla hızlı teslimat tarafında da güçlenecek. Franchise giriş bedelleri ve royalty’ler döviz endeksli hale geldi. Bazı markalar yatırımcılara modüler açılış imkânı sunuyor. Benim önerim: Gerçekçi fizibilite, şeffaf kârlılık verisi ve güçlü eğitim desteği. Türkiye’de doğan markalar Almanya, İngiltere, BAE ve Suudi Arabistan’da güçlü talep görüyor. Diaspora etkisiyle Avrupa; yüksek AVM trafiğiyle Körfez ülkeleri öncelikli.”
DENEYİM ODAKLI KONSEPTLER
Yeme içme konseptlerinin franchise sektöründeki ağırlığı artmaya devam ederken, bu durum AVM’lerin metrekarelerine de yansıyor.
AVM’lerdeki yeme-içme alanlarının payı toplam kiralanabilir alanın yüzde 25’ini geçmiş durumda. Bu artışın sebebi, tüketici için AVM ziyaretinin sadece alışveriş değil, aynı zamanda sosyal bir deneyim haline gelmesi. Özellikle 20 – 30 yaş arası genç yetişkinler kahve zincirlerine, sağlıklı atıştırmalık barlarına ve hızlı ama kaliteli yeme-içme seçeneklerine daha fazla ilgi gösteriyor. Ancak uzmanlar bu oranın bir noktada dengeleneceğini öngörüyor. Zira yeme-içmenin aşırı büyümesi genel müşteri deneyimine zarar verebilir. AVM’lerin başarısı perakende, eğlence ve yemeiçme arasında dengeyi kurabilmelerine bağlı.
AVM’lerde büyük bir değişim olduğuna dikkat çeken Sentra Gayrimenkul Genel Müdürü Mert Örücü, “Alışveriş artık tek başına ziyaret sebebi değil. Özellikle genç kuşak, AVM’lerde sosyalleşirken keyifli deneyimler yaşamak istiyor.
Bu nedenle espor alanları, sahne sanatları ve düzenlenen etkinlikler ile ziyaretçiler için eğlence, kültür ve perakendenin iç içe geçtiği bir deneyim kurgusu önceliklendiriliyor” diyor. Diğer taraftan enerji maliyetleri ve yeşil dönüşüm, AVM yönetimlerinde sürdürülebilir operasyonları öne çıkarıyor. HVAC optimizasyonu, akıllı aydınlatma sistemleri, atık yönetimi ve yeşil bina sertifikaları işletme maliyetlerini düşürürken ziyaretçiler için markanın çevresel duyarlılığını görünür kılan önemli bir konu olarak ortaya çıkıyor. Hızla değişen tüketici trendlerine uyum sağlayabilmek için pop-up mağaza modellerinin yaygınlaştığını belirten Mert Örücü, bu yöntemin markalar için avantaj sunarken, AVM’lerin de dinamik ve yenilikçi bir atmosfer yaratmasına olanak tanıdığını belirtiyor.
DİJİTAL ENTEGRASYON
AVM’lerde yapay zeka odaklı uygulamalar globalde olduğu kadar Türkiye’de de yaygınlaşıyor. Müşterinin davranış geçmişine, tercihine, demografik özelliklerine göre özel teklifler, ürün önerileri ve mağaza seçimi sağlanıyor. Yapay zekanın müşteriyi tanımaya başladığına dikkat çeken Örücü, bunun ziyaretçinin memnuniyetini ve AVM içi satışları artırabildiğini vurguluyor. AVM’lerin girişimciler için önemli fırsatlar sunduğunu söyleyen Mert Örücü, franchise alınacak markanın kurumsallığı, operasyon desteği, eğitim sistemi ve ürün kalitesinde istikrar sağlamasının kritik olduğunu vurguluyor. Avantajlarının yanı sıra risklere de dikkat çeken Örücü, “365 gün, günde 12 saat açık kalmak; tatillerde dahi güçlü personel yönetimi, sürekli hizmet ve AVM yönetimiyle uyum gerektiriyor. Bu yük hafife alınmamalı. Başlangıç yatırımı kadar, sürdürülebilir nakit akışı ve kriz dönemlerine dayanıklılık planı şart. Hazır müşteri avantajı cazip görünse de doğru maliyet planlaması yapılmazsa sürdürülebilirlik riske girer” değerlendirmesinde bulunuyor. Günümüz tüketicisi yalnızca ürün almıyor, bir deneyim satın alıyor. Bu noktada markaların deneyimi ve dijital entegrasyonu sağlaması gerektiğini vurgulayan Örücü, dijital çözümler, mobil uygulamalar ve kişiselleştirilmiş hizmetlere yatırımın önemine dikkat çekiyor.
Ekonomist Dergisi’nin geleneksel “Franchise 100” araştırması, Türkiye’de franchise ağını en iyi yöneten, yatırımcısına kazandıran ve markasını küresel pazarlara taşıyan şirketleri bir araya getiriyor. Bu özel sayıda, yalnızca kârlı iş modellerini değil, aynı zamanda sürdürülebilir markalaşma stratejilerini de mercek altına alıyoruz.
Araştırmamıza göre, 100 şirket 2026 yılı sonuna kadar 4 bin 775 franchise şube açacak. SELİN KISACIK / CUSHMAN amp; WAKEDFIELD I TR INTERNATIONAL PERAKENDE ARACILIK HİZ. YÖNETİCİSİ“Yerel markaların yükselişini görüyoruz” “Sağlıklı ve fonksiyonel konseptlerin önemi artıyor. Matcha, protein bazlı içecekler, sağlıklı atıştırmalıklar ve spor perakendesi genç kuşağın tercihinde öne çıkıyor. Joe amp; The Juice, Alo Yoga, Lululemon gibi dünya devi markaların bu yıl Türkiye pazarına girmesi ise bu ilgiyi doğrular nitelikte. İnteraktif dijital sanat projelerinin, mini etkinlik alanlarının ve deneyim merkezlerinin son dönemde önem kazandığı söylenebilir.
Lüks algısı değişiyor. Genç kuşak için artık marka logosu değil, ürünün kalitesi, sürdürülebilirliği ve sunduğu deneyim belirleyici hale geldi. Pop-up ve esnek mağaza modellerinin önemi artıyor. Diğer taraftan yerel markaların yükselişini görüyoruz. Bugün sürdürülebilirlik, sadece toplumsal sorumluluk değil, tüketicilerin markalardan beklediği temel bir standart haline geldi. Ayrıca marka çeşitliliği dengesi oldukça önemli. Moda, teknoloji ve eğlenceyle doğru denge kurulmadığında ziyaretçi sürekliliği azalabilir.”
YÜKSELİŞE GEÇEN İŞ MODELLERİ
YURT DIŞINDA ÖNE ÇIKAN PAZARLAR HANGİLERİ?
Ortadoğu, Avrupa ve Kuzey Afrika, Türk franchise markaları için büyük fırsatlar barındırıyor. Bu bölgelerdeki ekonomik büyüme, genç nüfus ve Türk ürünlerine olan ilgi, markaların bu pazarlara açılmalarını kolaylaştırıyor. Özellikle Dubai, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkeleri, franchise yatırımları için cazip fırsatlar sunuyor. Bu ülkelerle Türkiye arasındaki kültürel yakınlık ve ticari iş birlikleri, Türk markalarının bu pazarlarda daha hızlı büyümesini sağlıyor. Ayrıca, Norveç, Hollanda, Polonya, Almanya, Rusya gibi ülkelerde UFRAD üyesi markaların yurt dışı açılımları dikkat çekiyor. Özellikle Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerdeki Türk nüfus, Türk franchise markaları için güçlü bir müşteri tabanı oluşturuyor.
YEME İÇMEDE YEREL-GLOBAL TRENDİ
MEDYAFORS 1,2 milyar dolarlık etki hedefliyor
Türkiye’nin ve bölgenin önemli franchise fuarlarından biri olan 23’üncü Bayim Olur musun? (Be My FRANCHISE) Fuarı, 16-19 Ekim tarihleri arasında İstanbul Yenikapı Avrasya Fuar Merkezi’nde kapılarını açıyor. 200’den fazla marka, 30 bini aşkın ziyaretçi ve milyar doları aşan iş hacmi ile sektörün geleceğine yön veren fuarın ekonomik etki hedefi 1,2 milyar dolar olarak belirlendi.
Etkinliğin yalnızca Türkiye’de değil; Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da da sektörün en önemli buluşmalarından biri konumunda olduğunu belirten Bayim Olur musun? Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem, “ 2024 yılında 200’den fazla markayı 30 bin 723 ziyaretçiyle buluşturan fuar, 1 milyar doları aşan iş hacmiyle dünyanın en büyük üç franchise fuarından biri haline geldi. 35 ülkeden bin 927 uluslararası yatırımcı fuarı ziyaret etti ve binlerce franchise sözleşmesi imzalandı” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KÂRLILIK
Franchise yatırımlarının faiz, döviz, borsa ve arsa gibi geleneksel yatırım araçlarına kıyasla kısa sürede geri dönüş ve sürdürülebilir kârlılık sağladığına işaret eden Erem, “Bu nedenle etkinlik, yatırımcı adaylarına yalnızca bir iş fırsatı değil, aynı zamanda uzun vadeli bir kazanç modeli sunuyor” diye konuştu. Fuarın ziyaretçilerine geniş bir sektör çeşitliliği sunduğunu belirten Erem, gıda zincirleri amp; kahve markaları, perakende, moda amp; aksesuar, eğitim kurumları, gayrimenkul ofisleri, kişisel bakım, güzellik ve sağlık, teknoloji amp; dijital hizmetler, yeni nesil kiosk, mobil konseptler ve bulut mutfak çözümleri gibi sektörlerin katılım sağladığını ifade etti. Erem, “Yatırımcılar, 500 bin TL’den 30 milyon TL’ye kadar farklı bütçelere hitap eden franchise seçeneklerini bu fuarda bulabilecek. Markalar için ise fuar, doğru yatırımcılarla tanışmak ve yeni pazarlara açılmak için eşsiz bir platform sunuyor” diye konuştu.
ALTIN EMLAK 2026 yeni bir atılım yılı olacak
Temelleri 1998 yılında atılan Altın Emlak Global, bugün Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da büyüyor. Bu yıl Altın Emlak Global ailesine 25 yeni temsilcilik katıldı. Yaklaşık yüzde 20’lik bir büyüme yakalayan şirket, ayrıca yurt dışına açılma konusunda da önemli yol kat etti. Almanya, Hollanda, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’ın yanında Suriye, Dubai ve Kosova’da da temsilcilikler açan şirketin şu an dördü Almanya’da, ikisi Hollanda’da olmak üzere toplam dokuz ülkede 13 temsilciliği var. 2026 yılını Altın Emlak Global için yeni bir atılım yılı olarak gördüklerini söyleyen Altın Emlak Global Genel Müdürü Olcay Selvi, “2026 yılı sonuna kadar toplam temsilcilik sayımızı 180’e ulaştırmayı hedefliyoruz.
İlk hedeflediğimiz iller Ankara, İzmir, Muğla, Bursa ve Gaziantep. Yurt dışında ise toplam 10 AB üyesi ülkede temsilcilik açmayı hedefliyoruz” diyor.
YAKIN COĞRAFYADA BÜYÜYECEK
Selvi, yurt dışında Avrupa Birliği, Balkanlar, Türkistan coğrafyası ve Ortadoğu’da büyümeyi planladıklarını belirtiyor. 2026 yılında Altın Emlak Global çerçevesinde geliştirilen Altın Akademi, Altın Arsa, Altın Proje, Altın Kentsel Dönüşüm, Altın Mesleki Yeterlilik gibi markaları ‘Altın Şirketler Grubu’ çatısı altında birleştirmeye hazırlanan şirket, 2026 yılı içinde bu markalarla atılımlarını da sürecek.
Selvi, “Örneğin Altın Mesleki Yeterlilik çatısı altında, Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun (MYK) verdiği yetkiyle belgelendirme yaptığımız sektörleri artırmayı hedefliyoruz” diyor. Girişimcilere franchising sistemiyle kendi işlerini kurma olanağı sunduklarını belirten Selvi, bunun yanında periyodik ve diğer eğitimlerle sektör hakkında güncel kalmalarını sağladıklarını vurguluyor.
TAB GIDA Dijitalleşme ve renovasyon yatırımları devam edecek
Türkiye’de hızlı servis restoran sektörünün en önemli oyuncularından TAB Gıda, 2026 yılında büyümesine hız katmaya hazırlanıyor. 2025’in ilk altı ayı itibarıyla güçlü bir performans sergileyen şirket, yıl sonuna kadar toplam 250 – 300 yeni restoran açmayı, enflasyon muhasebesi öncesi hasılatını ise yüzde 45 –50 seviyesinde büyütmeyi hedefliyor. Operasyonel verimlilik ve maliyet optimizasyonu yatırımlarının yanı sıra müşteri deneyimini merkeze alan dijitalleşme ve kiosk yatırımları ile restoran renovasyonlarının büyümeyi destekleyen önemli unsurlar arasında yer aldığını söyleyen TAB Gıda CO-CEO’su Özgür Çetinkaya, “Franchise modelimizi sadece büyüme değil, ortaklarımızla sürdürülebilir başarı için bir sistem olarak görüyoruz.
2026’da franchise ağımızı disiplinli bir büyümeyle genişletirken, dijitalleşme ve kapsamlı renovasyon yatırımlarımızla desteklediğimiz sürdürülebilir kârlılığı en üst seviyeye taşıyacağız” diyor.
İŞ ORTAKLARINA MALİYET DESTEĞİ
Şirket, operasyonel verimliliği artırarak, sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor. Stratejilerinin merkezinde sürdürülebilir kârlılığı artıracak projeler olduğunu belirten Çetinkaya, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Açılışlarımıza hız verirken, dijitalleşmeyle maliyet optimizasyonu sağlayacağız. Ayrıca farklı müşteri kitlelerine ulaşılabilecek fiyat seçenekleri ve formatlarda yeni konseptler geliştirerek müşteri tabanımızı genişletecek, yedi markamızda da büyümemizi sürdüreceğiz.” İş ortaklarına satış ve kârlılık sağlamak adına, içinde yer aldığı verimli ekosistemin gücüyle et, salata, ekmek ve patates gibi ana girdileri optimize edilmiş maliyetlerle temin eden şirket, bu sayede hem kaliteyi hem de kârlılığı artırıyor.
Böylece yatırımcılar sadece bir restoran zincirine değil, verimliliği yüksek bir üretim, teknoloji ve lojistik ekosistemine dahil oluyor. Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Kıbrıs, Gürcistan ve Kuzey Makedonya’da toplam 40 restoranı olan şirket, önümüzdeki dönemde mevcut pazarlarda dengeli ve disiplinli büyümeyi sürdürecek.
BİBERZADE 500 şubeye kadar franchise bedeli ve royalty almıyor
Geleneksel lezzetleri modern dokunuşlarla harmanlama hedefiyle yola çıkan çiğköfte markası Biberzade, bugün 148 şubesiyle Türkiye genelinde hizmet veriyor. 2026 yılını büyüme yılı ilan eden şirket, yıl sonuna kadar 500 şubeyi geçmeyi hedefliyor. 2025 yılının enflasyonist baskılar, maliyet artışları ve tüketici talebindeki dalgalanmalar nedeniyle zor bir yıl olduğunu belirten Biberzade Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Altunok, “Ancak Biberzade, iş modelini bu konjonktüre uygun kurguladığı için ayrıştı. 500 şubeye ulaşana kadar franchise giriş bedeli ve royalty almıyoruz. Bu, girişimcilerin sermayelerini operasyonel mükemmelliğe yönlendirmesini sağlıyor. Sonuç olarak biz 2025’i hem şube hem de ciro bazında çift haneli büyüme ile kapatıyoruz” diye konuşuyor. Biberzade’nin hedefinde yurt dışı açılımı da var. 2025’in son çeyreğinde Suudi Arabistan’da üç yeni mağaza açmaya hazırlanan şirket için bu açılışlar Ortadoğu genişlemesinin ilk adımı olacak.
YENİLİKÇİ ÜRÜN GAMI
Sushi çiğköfteden tako çiğköfteye kadar geniş bir yenilikçi ürün gamıyla sektörde fark yarattıklarını belirten Altunok, 2026’da bu konsepti daha da geliştireceklerini ve müşteri deneyimini zenginleştiren yeni sunumlarla sektöre yön vermeye devam edeceklerini vurguluyor. Franchise sistemine katılan yatırımcılara destek veren şirket, açılıştan itibaren eğitim, operasyonel danışmanlık, güçlü bir tedarik zinciri, pazarlama ve sosyal medya desteği sunuyor.
Ayrıca ambalaj tasarımından IT altyapısına kadar geniş bir yelpazede profesyonel destek verdiklerini belirten Altunok, bu sayede yatırımcıların kısa sürede geri dönüş aldığını ve kazanç potansiyelini maksimuma çıkarabildiğini vurguluyor. Biberzade’nin yalnızca bir çiğköfte markası değil, aynı zamanda girişimcilere yüksek kârlılık, tüketiciye ise yenilikçi lezzetler sunan bir ekosistem olduğunu belirten Altunok,”Önümüzdeki dönemde hem Türkiye’de hem yurt dışında bayilerimize en çok kazandıran firma olmaya devam edeceğiz” diyor.
DOYUYO Dijitalleşmeye ve operasyonel verimliliğe odaklanacak
Doyuyo, PardoFood çatısı altında 2019 yılında Özdilek Park İstanbul’da ilk şubesini açarak hızlı servis restoran sektörüne adım attı. Çıtır tavuk odaklı fast-casual konsepti ile sektörde fark yaratarak kısa süre içinde yaygın bir zincir haline gelen şirketin, Türkiye genelinde 70 şubesi bulunuyor. Yurt dışında ise Dubai’deki dünyanın en prestijli alışveriş merkezlerinden biri olan Dubai Mall şubesiyle hizmet veren Doyuyo, 2026 yılında Türkiye’de dijitalleşmeye ve operasyonel verimliliğe yatırım yapmayı planlıyor.
Dijitalleşme yatırımlarına devam ederek hem fiziksel hem dijital kanallarda daha fazla erişim sağlamayı hedefleyen şirket, paket servis talebinin artmasıyla birlikte cloud kitchen noktaları kurarak dijital sipariş sistemleri ve kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimleriyle rekabet avantajı yaratmayı hedefliyor. Ayrıca, tüm şubelerde dijital kiosk sistemlerine geçiş yapmak, mobil uygulamayla kullanıcı deneyimini zenginleştirmek de hizmet kalitesini artıracak hedefler arasında yer alıyor. Şirketin hedefleri arasında 2026 itibarıyla yurt dışında büyümek de var.
KÖRFEZ’DE BÜYÜYECEK
2024 yılında ilk yurt dışı şubesini açtığı Dubai’de ikinci şubesini açmak için çalışmalar sürdüren şirket, Expo City ile yine Dubai’de ikinci yurt dışı şubesi için sözleşme imzaladı. Bunun yanı sıra şirketin yeni hedefleri arasında Kuveyt, Suudi Arabistan ve Azerbaycan gibi ülkeler bulunuyor. PardoFood Yönetim Kurulu Başkanı Taylan Kaya, ayrıca Avrupa’dan gelen master franchise tekliflerini de değerlendirerek farklı ülkelere de markayı ulaştırmak için çalışmaların devam ettiğini belirtiyor. Doyuyo olarak yalnızca bir restoran zinciri değil, yatırımcısına güçlü bir iş ortağı olarak yaklaştıklarını belirten Kaya, “Franchise sistemine dahil olan girişimcilerimize yer seçimi, fizibilite, operasyon yönetimi, personel temini, dijital sistemler, pazarlama ve lojistik destek gibi tüm süreçlerde 360 derece destek sağlıyoruz. Eğitimi ise bu sürecin merkezine yerleştiriyoruz” diyor.
MISIS JEWELS İtalyan marka Türkiye’de franchise vererek büyüyor
İtalya’nın altın işçiliğiyle ünlü şehri Vicenza’da doğan MISIS Jewels, 1986 yılında Bruno ve Maria Esther Piacerico tarafından kuruldu. 2025 yılında KamilA ltay’ın girişimiyle Türkiye pazarına giren marka, Türkiye geneline franchise sistemiyle büyümeye hazırlanıyor.
2026 sonuna kadar 12 şubeye çıkmayı hedefleyen marka, giriş bedeli ve royalty talep etmiyor. 2025 yılının bir lansman değil, temellerin atıldığı bir yıl olduğunu söyleyen MISIS Jewels Türkiye distribütörü Kamil Altay, “İlk yılın sonunda Türkiye genelinde yedi bayi ile varlık göstermeyi hedefledik. Bu süreçte özellikle doğru iş ortaklarını seçmek ve markayı konumlandırmak odak noktamız oldu. 2026’da hedefimiz, mevcut bayilerimizin yanında beş yeni bayi ekleyerek toplam 12 noktaya ulaşmak. Büyüme stratejimiz nokta sayısını artırmaktan ziyade; sürdürülebilir ve kârlı iş modeli yaratmak üzerine kurulu” diye konuşuyor.
DENEYİM ODAKLI BUTİK MAĞAZA
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi büyük şehirlerde varlık göstermeyi hedeflediklerini vurgulayan Altay, aynı zamanda bayilerin kâr marjını artıracak sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeye odaklanacaklarını vurguluyor. Yeni dönemde daha küçük metrekareli, deneyim odaklı butik mağaza konseptini hayata geçirmeyi planlayan şirket, bunun yanında dijital pazarlama yatırımlarını artırmayı hedefliyor. Bayilere yüksek kâr marjı, sürdürülebilir stok planlaması, vitrin ve pazarlama desteği sunan şirket, ayrıca satış eğitimi, içerik danışmanlığı ve stratejik yönlendirme konusunda yardımcı oluyor. Her bir tasarımın elde ve yalnızca bir kez üretildiğini söyleyen Altay, “MISIS, özgün çizgisiyle kadının yaşam döngüsüne eşlik eden, karakter sahibi bir marka. Biz Türkiye’de yalnızca satış noktaları oluşturmayı değil, bir bütünün parçası olacak iş ortaklarıyla yol almayı önemsiyoruz” diyor.
GLORIA JEAN’S COFFEESnbsp; Yeni mağaza konseptleriyle öne çıkacak
Yaklaşık 26 yıl önce Türkiye pazarına ilk giren global kahve markası zinciri olan Gloria Jean’s Coffees, bugün 50 farklı ilde 230 mağazasıyla faaliyet gösteriyor. 2025 yılını yüzde 100 büyümeyle kapatan marka, 2026 yıl sonuna kadar 320 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. 70 yeni şube açarak Türkiye genelindeki yaygınlıklarını artıracaklarını söyleyen Gloria Jean’s Coffees CEO’su Mehmet Dinçerler, “Mevcut şube sayımıza ek olarak 70 yeni şube açmayı planlıyoruz. Sürdürülebilir büyüme stratejimiz çerçevesinde, yeni yatırımlarımızı yüksek potansiyelli bölgelerde konumlandırarak markamızın erişim gücünü artırmayı hedefliyoruz” diyor. Öncelikli olarak İstanbul, Bursa, Ankara ve Antalya’da büyüme hedefi koyan şirket, 2026 yılında özellikle yeni mağaza konseptleriyle öne çıkacak.
HEDEF KİTLE Z KUŞAĞI
Yeni şubelerde, Z kuşağı başta olmak üzere genç hedef kitleye hitap eden, modern ve dinamik bir tasarım anlayışı benimseyen şirket, bu konsepti her yeni açtığı mağazada geliştirerek uygulamaya devam ediyor.
Dinçerler, tasarımda yenilikçi yaklaşımlarının müşteri deneyimini artırma hedefinin bir yansıması olduğunu vurguluyor. Girişimciliği desteklemek ve iş ortaklarıın başarısını artırmak amacıyla kapsamlı bir destek modeli sunan şirket, bu kapsamda, saha analizi ve yüksek potansiyelli bölgelerde lokasyon seçimi konusunda danışmanlık sağlıyor. Dinçerler, marka portföyünden bölgeye uygun mağaza önerileri, operasyonel süreçlerde aktif destek, pazarlama çalışmaları ve kapsamlı eğitim programları ile girişimcilerin her adımda yanında yer aldıklarını söylüyor.
ZEBRANO MOBİLYA Global açılımla büyümeyi yakaladı
Zebrano Mobilya’nın 40 yıla yaklaşan tecrübesini açık hava yaşamına taşıyan Zebrano Outdoor Living, premium bahçe ve teras mobilyalarıyla dış mekân markası olarak faaliyet gösteriyor. Yurt içi ve yurt dışında 44 mağazası bulunan Zebrano Mobilya, Ankara’daki 70 bin m2 üretim tesisi, bayi ağı ile beraber 700’den fazla çalışanı ve uluslararası tasarım ekibiyle hem konut hem de otel–resort-restoran ve ofis projelerine hizmet veriyor. 2024 ve 2025 yıllarının Zebrano Outdoor Living için doğuş ve global açılım yılı olduğunu söyleyen Zebrano Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirhan, bir yıl içerisinde 13 bayiye ulaştıklarını ve hem yurt içi satış hem de ihracat ağını genişlettiklerini belirtiyor.
EKOLOJİK KUMAŞ KULLANACAK
Demirhan, 2026’da Türkiye’de tasarım showroom konseptini genişletirken yurt içi bayi ağı yapılanmasını tamamlayarak yurt dışı global marka olma yolunda hızlı adımlar atmaya ve satışların toplam ciro içindeki payını yüzde 50’ye çıkarmaya odaklandıklarını ifade ediyor. Ankara Elmadağ Organize Sanayi Bölgesi’nde 17 bin m2 kapalı alan yatırımını 2026 yılında tamamlayarak bahçe mobilyaları üretim kapasitesini artırmayı planladıklarını vurgulayan Demirhan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Önümüzdeki yıl, “Zebrano Marine” adıyla geliştirdiğimiz yacht odaklı dış mekân konseptimizi ilk kez tanıtacağız. Geri dönüştürülmüş alüminyum ve ekolojik kumaş kullanımını artıran yeni koleksiyonlarımız da 2026’nın önemli yeniliklerinden biri olacak. Genç tasarımcıların koleksiyonlarını üretim altyapımızla hayata geçirmelerine destek olacak yeni projelerimiz yolda.”
LITTLE CAESARS TÜRKİYE 2027’de 200 restorana ulaşacak
24 ilde, 150 restoranla faaliyetlerini sürdüren Little Caesars Türkiye, 2025’te Little Caesars Global tarafından en hızlı büyüyen franchise grubu ödülünü aldı. 2026 sonuna kadar Türkiye genelinde restoran sayılarını 170’e, 2027 yılı itibarıyla ise 200’e ulaştırmayı hedeflediklerini söyleyen Çelebi Holding Gıda A.Ş ve Little Caesars Pizza İş Geliştirme Direktörü Bora Tanrıverdi, yatırımcılarına sürdürülebilir bir iş modeli sunduklarını belirtiyor. 165 bin dolar + KDV’lik anahtar teslim yatırım bedeli içerisinde tüm ekipmanlar, yazılımlar, eğitim süreçleri ve dekorasyon dahil ediliyor.
Lokasyon seçiminden mimari tasarıma, inşaat sürecinden personel eğitimine kadar her aşamada yatırımcılara destek veriliyor. Tanrıverdi, ortalama üç yılda yatırımın geri dönüşünün sağlandığını ifade ediyor. Yüzde 6 royalty alınıyor. İstanbul, Ankara ve Bursa’nın ana pazarlar olduğunu söyleyen Tanrıverdi, “Tüm Türkiye’de bir restoran ağı kurmayı hedefliyoruz” diyor.
DİJİTAL PLATFORM DESTEĞİ
Ciro hedeflerini ve misafir potansiyelini belirlemek için yapay zeka destekli platformlardan destek aldıklarına dikkat çeken Tanrıverdi, verdikleri destekleri özetle şöyle anlatıyor: “Restoran yerinin bulunmasından itibaren başlayan desteğimiz; mimari süreçlerden açılış ve operasyon yönetimine kadar birçok başlıkta sürdürülebilir bir sistem sunuyor. Açılış sürecinde restoran lokasyonuna özel olarak planlanan geniş çaplı bir pazarlama desteği veriliyor. Pazarlama paketi; lokal pazarlama planları, restoran içi görsel uygulamaları, digital menuboard üzerinde kurgulanan lokal tanıtımlar ve özellikle yeni şehir açılışlarında outdoor reklam çalışmaları ile destekleniyor. Restoranın dijital görünürlüğünü artırmak amacıyla Meta, Google ve TikTok gibi dijital platformlarda erişim ve remarketing kampanyaları gerçekleştiriyoruz.”
PASAPORT PİZZA Çevre dostu restoranlar açacak
1998 yılında İzmir’in Pasaport ilçesinde kurulan Pasaport Pizza, bugün Türkiye’nin dört bir yanında hizmet vererek yerli sermayeyle büyüyen bir marka. Şirket hem tüketici deneyimini hem de franchise verimliliğini sürekli geliştiriyor. Yeni girişimcilere marka standartlarına uygun mimari proje ve dekorasyon desteği, personel eğitimi, ürün tedariki, yazılım ve operasyon desteği, lansman süreci yönetimi ve reklam çalışmaları konularında destekler sunuluyor.
2025 yılının Pasaport Pizza’nın istikrarlı büyümesini sürdürdüğü ve operasyonel anlamda önemli adımlar attığı bir yıl olduğuna dikkat çeken Pasaport Pizza Genel Müdürü Mükremin Özdemir, “Yıl genelinde yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik ve Türkiye’nin dört bir yanında yeni bayiler açarak franchise ailemizi genişlettik” diyor. Özdemir, 2026 yılında da yeni bölgelerde güçlü ve uzun soluklu iş ortaklıkları kuracaklarını belirtiyor.
YERLİ ÜRÜN-YÜKSEK KALİTE
2026 sonuna kadar toplam bayi sayılarını 425’in üzerine çıkarmayı planladıklarını söyleyen Özdemir, şöyle devam ediyor: “Bu süreçte franchise sistemimizi daha da güçlendirecek, girişimcilerimize operasyonel, finansal ve pazarlama alanlarında daha kapsamlı destekler sunacağız. Online sipariş altyapımızı yenileyerek, müşteri deneyimini her temas noktasında geliştirmeyi amaçlıyoruz. 2026 yılı, Pasaport Pizza’nın hem yurt içi hem de yurt dışı büyüme yolculuğunda önemli bir yıl olacak. Yeni yılda özellikle ‘yerli ürün – yüksek kalite’ dengesini güçlendiren modern mağaza konseptlerimizi devreye alıyoruz. Daha ergonomik mutfak yapıları, dijital sipariş ekranları ve sürdürülebilir malzeme kullanımıyla hem operasyonel verimliliği artıracak hem de misafirlerimize daha konforlu bir deneyim sunacağız. 2026 yılında müşterilerimize daha hızlı, teknolojik ve çevre dostu restoranlar sunacağız.”
ASLI 2026 yılında 40 yeni franchise mağaza hedefliyor
Türkiye’de 34’e ulaşan mağazası ve yeni “coffee in bakery” konseptiyle hizmet veren Aslı, konseptini yaygınlaştırmak için yatırımlarına devam ediyor.
Yakın zamanda “Aslı’da dükkan senin!” adıyla yenilikçi franchise modelini tanıtan Aslı, girişimciler için yüksek sermaye ve yatırım maliyeti engellerini ortadan kaldırıyor. Bu sayede hizmet sektöründe deneyimi olanların yanı sıra kafe işletmeciliğine ilgi duyan herkese kendi işini kurma fırsatı sunuluyor. Yeni franchise modeliyle yatırımcılardan giriş bedeli de talep etmeyen Aslı; mağaza kurulumu, dekorasyonu, gerekli ekipmanların temini ve tüm yatırım sürecini üstleniyor. Yeni model sayesinde iş ortaklarına hızlı ve etkili bir desteks üreci sunduklarını aktaran Aslı Genel Müdürü Caner Bayıralan, “Anlaşma sağlandıktan sonra 90 gün içinde mağaza teslimi hedefliyoruz. Potansiyel mağaza yerlerinin analizi ve personelin eğitimi de tarafımızdan ücretsiz olarak sağlanıyor. Modelimizin en büyük avantajlarından biri de beş yıllık başarılı bir işletme sürecinin ardından mağaza mülkiyetinin işletmeciye avantajlı olarak devredilme imkanı sunması” diyor.
300’DEN FAZLA YÜKSEK KALİTELİ ÜRÜN
Marka, önümüzdeki yıl için 40 yeni franchise mağaza hedefliyor. “Geniş lezzet yelpazemizi uçtan uca entegre üretim gücümüzle destekliyoruz” diyen Bayıralan, “İstanbul Tuzla’da ve Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 bin metrekareye sahip alanda üretim yapan fabrikalarımızla, alan ve kapasite bakımından Türkiye’nin sayılı unlu mamul tesisleri arasındayız. Özellikle Tuzla tesis yatırımıyla birlikte mantı, simit, su böreği, baklava ve sarma üretimini artırdık. Modern teknolojiyle donatılmış tesislerimizden çıkan 300’den fazla yüksek kaliteli ürünü, mağazalarımızın yanı sıra büyük market zincirlerin raflarına da ulaştırıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Soner Güneş


































































































