ANALİZ – Uzun yıllar boyunca kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik başarı hikâyeleri konuşuldu. Ancak dikkatler son dönemde gelişmiş ülkelerin kendi sorunlarına (yavaş büyüme, azalan nüfus) ve küresel ekonomideki milliyetçilik rüzgârlarına kaydı. Zengin ülkeler, yoksul coğrafyaları arka plana atarken, demografik saat hem kendileri hem de tüm dünya için büyük bir riskin habercisi olarak işlemeye devam ediyor.
Zenginler Küçülürken, Yoksullar Büyüyor
Gelişmiş ülkelerin nüfusu göç olmasa zaten küçülmeye başlamıştı. Buna karşın, dünyanın en yoksul coğrafyalarında nüfus artışı yüzyılın sonuna kadar güçlü bir şekilde devam edecek. Bu demografik eşitsizliğin sonucu, küresel siyaset ve ekonominin temelini sarsacak boyutta: Bu “Dev 5” ülkesindeki doğurganlık, yoksulluk nedeniyle yavaş düşüyor. Uzmanlara göre, Nijerya, KDC, Etiyopya ve Tanzanya gibi ülkelerin ekonomik olarak 7.000 dolarlık refah eşiğini geçmeleri mevcut büyüme hızlarıyla on yıllar sürecek.
Türkiye ve Batı İçin Göç Tehdidi
Zengin ülkeler, bu yoksulluğu görmezden gelmeye devam edemez. Bunun en somut nedeni ise göç baskısıdır. Ekonomi literatürü, göç baskısının genellikle kişi başına düşen GSYİH 8.000 ila 12.000 dolar aralığında zirve yaptığını gösteriyor. Bu, ekonomik durumu biraz iyileşen ancak hâlâ yoksul olan insanların daha iyi fırsatlar arayışıyla hareketlenmeye başladığı aralıktır. Bu durum, Avrupa, Asya ve diğer zengin coğrafyaların, bu “Dev 5” ülkelerinden (Pakistanlı, Nijeryalı, Kongolu, Etiyopyalı) devasa göç dalgalarıyla karşılaşacağı anlamına geliyor. Türkiye’nin halihazırda tecrübe ettiği gibi, bu tür büyük göç akınları mevcut anti-göç siyasetini ve toplumsal gerilimi çok daha şiddetli hale getirebilir.
Peki, Çözüm Ne? Türkiye ve Gelişmiş Ülkeler Ne Yapmalı?
Bu ülkelerin “yeni Çin veya Hindistan” olması beklenmiyor, ancak onları orta gelir seviyesine taşımak mümkün. Bu, aynı zamanda zengin ülkelerin de kendi çıkarlarına olacaktır. Nihayetinde, zengin ülkelerin bu “Dev 5” ülkesini daha yaşanabilir bir geleceğe itmek için yapabileceği çok şey var ve bunun maliyeti kendileri için oldukça düşüktür. Aksi takdirde, insanlığın çoğunluğunun başarısız devletlerde yaşadığı bir dünya manzarasıyla yüzleşme riski artacaktır. Kaynak: Noapinion, Substack

Soner Güneş


































































































