Tekfen’de Zarar Büyük

2025’in ilk yarısında 2,4 milyar TL zarar açıklayan Tekfen Holding, finansal yapısındaki bozulma ve operasyonel zorluklarla yatırımcılarını endişelendirdi. Denetim raporundaki şartlı görüş ve süreklilik riski vurgusu dikkat çekti.

Tekfen Holding (TKFEN) 2025 yılı 3. çeyrekte Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) sunduğu faaliyet raporunda, yılın ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını ve operasyonel gelişmeleri paylaştı. Rapora göre şirket, 1 Ocak – 30 Haziran 2025 döneminde 2 milyar 403 milyon TL net dönem zararı açıkladı. Bu rakam, geçen yılın aynı döneminde elde edilen 32,5 milyon TL’lik kârın ardından gelen sert bir düşüşü temsil ediyor.

Brüt kâr marjı %12’den %1,58’e gerilerken, esas faaliyetlerden 2,1 milyar TL zarar yazıldı. Hasılat ise geçen yılın aynı dönemine göre %32 azalarak 26 milyar TL’ye düştü. Bu dramatik düşüşte, özellikle tarımsal sanayi grubundaki üretim ve satışlardaki gerileme ile mühendislik ve taahhüt projelerindeki verimsizliklerin etkili olduğu görülüyor.

Denetim firması EY tarafından hazırlanan sınırlı denetim raporunda, şirketin ortaklık yapısındaki değişikliklerin bankalara zamanında bildirilmemesi nedeniyle kredi sözleşmelerinde yükümlülük ihlalleri yaşandığı ve bu durumun finansal tablolarda hatalı sınıflandırmalara yol açtığı belirtildi. Ayrıca, Tekfen İmalat ve Mühendislik A.Ş.’nin boru imalat projesine ilişkin hasılat ve stok muhasebesinde TFRS standartlarına aykırılıklar tespit edildi.

Raporda en dikkat çekici bölümlerden biri ise “işletmenin sürekliliğiyle ilgili önemli belirsizlik” ifadesi oldu. 30 Haziran 2025 itibarıyla kısa vadeli yükümlülüklerin dönen varlıkları 5,3 milyar TL aştığı ve bu durumun şirketin faaliyetlerini sürdürebilme kabiliyeti üzerinde ciddi şüpheler doğurduğu vurgulandı.

Tarımsal Sanayi Grubu’nda faaliyet gösteren Toros Tarım, grevler, zirai don olayları ve İran-İsrail savaşı gibi dışsal şoklardan olumsuz etkilenirken, gübre üretimi ve satışlarında %30’un üzerinde düşüş yaşandı. Kapasite kullanım oranı %80’den %52’ye geriledi. Buna karşın, terminalcilik faaliyetlerinde %45’lik bir artışla 2,76 milyon tonluk elleçleme hacmine ulaşıldı.

Yatırımcılar açısından endişe verici bir diğer gelişme ise şirketin net nakit pozisyonunun -6,27 milyar TL seviyesine gerilemesi oldu. Bu durum, Tekfen’in borçluluğunun arttığını ve likidite riskinin yükseldiğini gösteriyor.

Son olarak, şirketin yönetim yapısında da önemli değişiklikler yaşandı. ARY Holding’in pay alımlarıyla birlikte ortaklık yapısında ciddi değişiklikler olurken, TMSF’nin bazı yönetim kurulu üyelerini ataması ve Can Grup’un hisselerine el konulması, şirketin geleceğine dair belirsizlikleri artırdı.

Tüm bu gelişmeler, Tekfen Holding’in önümüzdeki dönemde nasıl bir toparlanma stratejisi izleyeceği sorusunu gündeme getiriyor. Yatırımcılar ise şirketin finansal ve operasyonel yapısındaki bu kırılganlıkların nasıl yönetileceğini merakla bekliyor.

Yasal Uyarı:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri ve mevduat kabul etmeyen bankalar tarafından kişiye özel olarak sunulmaktadır. Buradaki görüşler genel nitelikte olup mali durumunuza ve risk-getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle yalnızca burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.