Investing.com – Altın fiyatları, haftanın ilk işlem gününde %2’nin üzerinde değer kazanarak ons başına 3.390 doların üzerine çıktı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Son saatte altında zirve keşfi devam ederken değerli metal 3.394 dolara kadar yükseldi. Gram altın da Türk lirası bazında %2,5’i bulan yükselişle rekor seviyesini 4.168 TL’ye taşıdı. Bu yükselişin arkasında, ABD ile Çin arasında artan ticaret gerilimleri, ABD dolarının zayıflaması ve küresel ekonomik endişelerin derinleşmesi gibi pek çok faktör yer alıyor. Spot altında rekor denemeleri devam ederken aynı dakikalarda ABD altın vadeli işlemleri ise %2,2’lik artışla 3.406 dolar seviyesini gördü. Uzmanlara göre, ons altının bir sonraki olası hedef seviyesi 3.500 dolar olabilir ancak teknik göstergeler kısa vadede aşırı alım koşulları oluştuğuna işaret ediyor.
Jeopolitik riskler ve Fed tartışmaları yukarı yönlü baskıyı artırıyor
ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta, ABD’nin tüm kritik mineral ithalatına yeni tarifeler getirilmesini araştırma kararı alması, ticaret savaşlarını önemli ölçüde tırmandırdı. Bu hamle, özellikle Çin’i hedef alarak ABD’nin ticaret ortaklarıyla ilişkilerini daha da gergin hale getirdi. Trump ayrıca, 2 Nisan’da onlarca ülkeye “karşılıklı tarifeler” uygulandığını açıkladı ve bazı ülkelere geçici vergi muafiyetleri sağlansa da Çin’e yönelik baskılar artırıldı. Öte yandan, ABD Başkanı’nın Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirileri yeniden gündeme geldi. Başkan Trump’ın başdanışmanlarından Kevin Hassett, geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, Powell’ın görevden alınmasının hâlâ değerlendirilen bir seçenek olduğunu belirtti. Bu açıklamalar, ABD Merkez Bankasının bağımsızlığı konusundaki endişeleri artırırken, yatırımcılar tarafından güvenli liman talebini daha da güçlendirdi.
Avrupa Merkez Bankasının faiz indirimi ve doların zayıflığı altını destekliyor
Avrupa Merkez Bankasının (ECB) kısa süre önce aldığı faiz indirimi kararı da düşük getirili yatırım ortamını güçlendirdi. Bu gelişme, getiri sağlamayan ancak güvende tutulması tercih edilen varlıklar arasında yer alan altına olan ilgiyi artırdı. Ekonomik belirsizliklerin arttığı dönemlerde merkez bankalarının uyguladığı gevşek para politikaları, genellikle altının değer kazanmasına yol açıyor. Diğer yandan, ABD Dolar Endeksi (DXY) son üç yılın en düşük seviyesine gerileyerek altını diğer para birimleri sahipleri için daha ucuz ve cazip hale getirdi. IG Piyasaları stratejisti Yeap Jun Rong’un değerlendirmesine göre, yatırımcılar ABD’nin gümrük tarifelerinin yol açtığı jeopolitik riskleri fiyatlamaya başladı. Aynı zamanda merkez bankalarının devam eden altın talepleri de fiyatları destekleyen bir diğer önemli unsur oldu.
Çin’den ticaret uyarısı, Rusya’dan sınır gerilimi: Güvenli liman talebi artıyor
Çin, ABD’nin tarifeler karşılığında bazı ülkelere Çin ile ticaretlerini sınırlamaları yönünde baskı yaptığı iddialarına karşılık olarak, bu tür anlaşmaların ülkeye zarar vereceğini belirtti. Pekin, bu tür girişimlerin hayata geçirilmesi durumunda sert karşı önlemler alacağını açıkladı. Bu durum, küresel ölçekte belirsizlikleri artırarak altına olan güvenli liman talebini yukarı taşıdı. Öte yandan, jeopolitik cephede de tansiyon yükseldi. Rusya ile Ukrayna arasında ilan edilen tek günlük Paskalya ateşkesi kısa sürede bozuldu. Her iki taraf da birbirini binlerce saldırı ile ateşkesi ihlal etmekle suçlarken, Kremlin’den yapılan açıklamada ateşkesin uzatılmasına dair herhangi bir emir verilmediği duyuruldu. Bu gelişmeler, yatırımcıların riskli varlıklardan kaçarak güvenli pozisyonlara yönelmesine yol açtı.
Değerli metallerde genel yükseliş trendi gözleniyor
Altına olan ilgi diğer değerli metalleri de yukarıya taşıdı. Gümüş fiyatı %0,9 artışla 32,96 dolara çıkarken, platin fiyatı da %1’in üzerinde primle 983 dolar seviyesine ulaştı. Altınla benzer şekilde, bu varlıklar da düşük faiz ortamı ve jeopolitik risklerin etkisiyle yatırımcıların ilgisini çekiyor. Ancak bazı teknik göstergeler, kısa vadede altın piyasasında aşırı talebe işaret ediyor. Özellikle göreli güç endeksi (RSI) 75 seviyesinde bulunuyor ve bu seviye teknik olarak aşırı alım bölgesi olarak kabul ediliyor. Buna rağmen analistler, merkez bankalarının devam eden alımları ve süregelen jeopolitik risklerin altında daha uzun vadeli bir yükseliş trendini desteklemeye devam ettiğini belirtiyor.
