PPK Kararı ve Kredi Notu Beklentileri Gündemde
TCMB Faiz Kararı – 24 Temmuz Saat 14:00
Son iki ayda enflasyon verilerinin aylık bazda düşüş sinyalleri vermesi, faiz indirim döngüsünün yeniden başlayabileceğine işaret ediyor. Mart ayındaki siyasi gelişmelerin ardından döviz kurundaki geçişkenlik büyük ölçüde Nisan ayı verilerine yansıdı. Dezenflasyon sürecinin, petrol fiyatlarındaki gerileme ile devam etmesi beklenirken; İran-İsrail arasındaki çatışmalar ve ABD’nin de müdahil olmasıyla Brent petrol fiyatları sert şekilde yükselmiş, bu da enflasyon üzerindeki riskleri artırmıştı. Ancak ateşkes haberleri sonrası petrol fiyatlarında yeniden düşüş yaşandı. Zirai don etkisinin ise henüz enflasyon verilerine yansımadığı ve etkisinin sınırlı kalacağı öngörülüyor.
Enflasyonun belirgin şekilde gerilediği dönemlerde yüksek faiz oranları yatırımlar üzerinde baskı oluşturabilir. Bu nedenle faizlerin gevşemesi büyümeye alan açabilir. Son dönemde sıkı para politikası söylemleri yeniden ön plana çıksa da, AOFM ve borç verme faizlerindeki gerileme Haziran ayında dolaylı bir faiz indirimi anlamına geldi. TCMB’nin haziran toplantısında politika faizini sabit tutmasının ardından, mevcut veriler ışığında 24 Temmuz toplantısında piyasadaki genel beklenti olan 250 baz puandan daha yüksek, 350 baz puanlık bir faiz indirimi yapılabileceğini öngörüyoruz.
Kredi Derecelendirme Kuruluşlarından Değerlendirme Bekleniyor
Fitch ve Moody’s’in 25 Temmuz saat 23:00 sonrası Türkiye’ye ilişkin kredi notu değerlendirmelerini yayımlamaları bekleniyor. Bu değerlendirmeler neden önemli?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri notlar, bir ülkenin ekonomik güvenilirliği ve yatırım yapılabilirliği hakkında önemli bir referans niteliğindedir. Bu notlar; yatırımcıların risk algısını, ülkenin dış borçlanma maliyetini ve sermaye girişlerini doğrudan etkiler. Kredi notu ne kadar düşükse, ülke ya da şirketlerin borçlanma maliyetleri o kadar yükselir. Buna karşılık not artışı, daha düşük faizle dış kaynak bulma imkânı sağlar. Ayrıca bazı büyük fonlar yalnızca yatırım yapılabilir seviyedeki ülkelere yatırım yapmaktadır. Gri liste benzeri durumlarda bu tür fonların yatırım yapmaktan kaçınması da notların önemini artırmaktadır.
Bu bağlamda, kredi notları yalnızca finansal piyasaları değil, reel ekonomiyi de doğrudan etkileyen kritik bir göstergedir.
Son yayımlanan raporlar dikkate alındığında, Fitch ve Moody’s’in Türkiye için “bekle-gör” politikasını sürdürmeleri ve not ile görünümde değişikliğe gitmemeleri muhtemel görünmektedir. Ancak Moody’s’in mevcut pozitif görünümünü durağan seviyeye çekmesi sürpriz olmayacaktır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.