Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, son dönemde Türkiye ve Bursa’da meydana gelen orman yangınları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yangınların provokatif terör eylemleri ile hızlandığına dikkat çeken Başkan Burkay, BTSO olarak yangınlarla mücadelede aktif rol aldıklarını belirtti. Burkay, “Organize sanayi bölgelerimizin tamamı iş makineleri, su tankerleri, lojistik ve teknik destekle sahadaydı. Bazı makineler yangının içinde kalarak kullanılamaz hale geldi. Yangında maalesef şehitlerimiz de oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim bir daha ülkemize böyle acılar yaşatmasın, hainlere fırsat vermesin.” dedi.
“Umudumuz da var güvenimiz de”
Yangınların ardından gündeme gelen güvenlik ve sosyal hassasiyetlere de değinen Burkay, “Bir toplumu yıkmak isterseniz önce umudunu alırsınız. Güvensizliği hissettirdiğinizde çöküş başlar. Bu eylemlerin çıkış noktası da bu. Ama şükürler olsun bizde umut da var, güven de var. Bizi ayakta tutan şey geleceğe dair taşıdığımız umuttur. Toplum olarak en çok sahip çıkmamız gereken umudumuz ve güvenimizdir. Bu süreçte provokatif eylemler olacak, söylemler olacak ancak kesinlikle bunlara fırsat vermeyeceğiz.” diye konuştu.
“IDEF’te ortak duygu gurur oldu”
BTSO olarak 2013 yılında başladıkları yolculukta her projeyi umut ve güvenle hayata geçirdiklerini vurgulayan Burkay, “Ne söylediysek üzerine koyarak gerçekleştirdik. 16 makro proje dedik, 60’tan fazla projeyi hayata geçirdik. Bu başarılar sadece yönetim kurulunun değil, BTSO meclisinin ve 70 komitenin ortak başarısıdır. KFA Fuarcılık’ın kuruluş kararını bu mecliste birlikte aldık. Şimdi KFA, alanında dünyanın en büyük fuarlarından birisi olan IDEF’in organizasyonunu üstelenecek seviyeye geldi.” dedi. Siyasi fikri, dünya görüşü ne olursa olsun IDEF 2025’i ziyaret eden herkesin hissettiği ortak duygunun ‘gurur’ olduğunu söyleyen Başkan Burkay, “Ülkemizin yerli ve milli kabiliyetlerle ortaya koyduğu eserlerle gurur duymak çok kıymetli. Bu güven duygusunu besleyen bir unsur. Son 10 yılda yakın coğrafyamızda yaşanan olayları gördük. Devleti güçlü olmayan toplumlar büyük zorluklar yaşadı, zulme uğradı. Başta Bursa olmak üzere Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği noktayı IDEF’te görünce gurur duymamak mümkün değil. Ülke olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde birçok ülkenin 50-60 yılda yaptığını son 15-20 yılda hayata geçirmeyi başardık. Bizler de BASDEC kümesini kurduğumuzda bu kadarını hayal edemedik. 2013 yılında savunma ve havacılık sanayiinin yükselen trend olduğunu gördük, harekete geçtik. Bugün BASDEC bünyesinde 200’den fazla firma faaliyet gösteriyor. Küçük projeler, büyük zorluklarla başlayan bu serüven, bugün Türkiye ve savunma sanayii için çok önemli olan platformların en değerli üyeleri haline geldi.” dedi.
“KFA Fuarcılık büyük mesafe katetti”
KFA Fuarcılık’ın zorlu bir alan olan hizmet ve organizasyon sektöründe kısa sürede ciddi mesafe kat ettiğini dile getiren Burkay, “Ekibimiz çok profesyonel. BTSO olarak fuar alanında uzmanlık merkezi olmayı hedefliyoruz. Doğru yolda ilerliyoruz. Bu süreçte tüm ekip arkadaşlarıma, komitelerimize ve meclis üyelerimize teşekkür ediyorum.” dedi. BTSO Başkanı Burkay, son yıllarda hayata geçirilen projelerin arkasındaki vizyon ve birlik ruhuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Son 13 yılda hep beraber ektiğimiz tohumların yeşermesinden gurur duyuyoruz. Bunların hiçbiri tesadüf değil. GUHEM, BASDEC, KFA Fuarcılık hepsini kurarken bunu hayal ettik, Rabbim gerçekleştirmeyi nasip etti. Bunları birlik ve beraberliğimizle yapabiliyoruz. Bu yüzden bunları sürdürebilmek ancak birlikle olur. İnanmadığınız hiçbir şeyi hayata geçiremezsiniz. Hepimiz inanmalıyız. İşte 60 makro projemizin tamamı Türkiye ve bölgemizde takip edilen, izlenen projeler. Bu projeler aslında bugün için değil, Bursa’nın gelecek 50 yılda ekonominin geleceğindeki yerini gösteriyor.”
“Krizlerden sağlam çıkmamız önemli”
Geleceğe dönük projelerde yapay zeka ve risk sermayesi fonlarına da değinen Burkay, yatırım kültürünün değişmesi gerektiğini vurguladı. “Sanayide fabrikanız varsa, hemen yanında yapay zekâ olmak zorunda. Başka türlü rekabet etme şansınız yok. Hareketli her şey otonom hale gelecek. Dönüşüm kıymetli ama firmaları dönüştürebilmek çok zor. Buna ‘yıkıcı inovasyon’ deniyor. Eski oyuncular, eski karakterler sahneden çekiliyor, ekosistem yepyeni oyuncular üretiyor. İşte bu ekosistemi oluşturmak bizim birinci önceliğimiz. Edilgen bir pozisyonda kalırsak sanayi devrimi gibi yapay zeka devrimini de kaçırırız.

Bu süreçte risk sermayesi fonları öne çıkıyor. BTSO olarak girişim sermayesi yatırım fonumuzu kurduk. 700’ü aşkın yatırımcısı ile Türkiye’nin en büyüğü oldu. Şimdi şehir fonu da kurmak için çalışmalarımız devam ediyor. Teknopark ve Ar-Ge şirketleri için yüzde 3 fon ayırma zorunluluğu var. Hem bu şirketlerin hem de melek yatırımcıların yatırım yapabileceği daha risk oranı yüksek işlere odaklanacağız. Bursa başta olmak üzere yatırımcı profilimizi bu anlayışa ve kültüre dönüştürdüğümüz takdirde bu sürecin önemli bir oyuncusu olacağız.” BTSO Başkanı İbrahim Burkay, ekonomik gelişmelere ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Krizlerden sağlam ve ayakta çıkarsak bu yapılan projeler bir anlam ifade ediyor. Bursa, pazar ve ürün çeşitliliği ile özkaynak yeterliliği açısından en avantajlı illerden biri. Mevduat hesabı ile kredi kullanım oranlarının denk olduğu ender şehirlerden biriyiz. 57 bin üyemiz var. Konkordato sürecine giren, sıkıntı yaşayan şirketler var. Bir şirketin bozulması, zincirleme olarak tüm sektörü etkiliyor. Bu konuda ciddi bir bilgilendirme talebi vardı.

Geçen ay bu kapsamda çok verimli bir toplantı yaptık. ‘Alacakları nasıl takip edeceğiz, yürütülmesi gereken çalışmalar neler?’ üzerine kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Talepler artarak devam ediyor, bu konuda yeni bir çalışma daha yapacağız.”
“Faiz indirimleri sürmeli”
Faiz indiriminin devam etmesi gerektiğini belirten Burkay, “Sektörlerimiz mevcut maliyetlerle her çeyrekte bilanço açıklamalarında ciddi zararlarla karşı karşıya kalıyor. Bunlar orta yüksek ve ileri teknoloji üretimi yapan şirketler. Yani bu açıdan bir eksikliğimiz yok ancak rekabetçilikte kan kaybettik. Bu zararın sürdürülebilir olmadığı açık, bu dönemden sağlıklı çıkış için yapısal adımlar şart. Ekonomi yönetimimiz ve Merkez Bankası’nın enflasyonist baskıları kalıcı biçimde azaltma çabalarının pozitif sonuçlarını alacağımıza inanıyoruz. Bu süreçte reel sektörü önceliklendiren doğru adımların atılması en büyük talebimiz.” şeklinde konuştu.