Ethereum, on yılda bir deneyden küresel finansın dijital omurgasına dönüşerek kurumların altyapısına entegre oldu. Kurucusu Buterin’e göre bu dönüşüm, sessizce milyarları etkileyecek.
Temmuz 2015’te Berlin’de, tozlu çatı katlarında, sarkan ampuller eşliğinde geliştirilen bir blokzincir protokolü, bugün dünya finans sisteminin en görünmez ama en kritik altyapılarından biri. Ethereum, sadece bir yazılım projesi değil; on yıl içinde kodla yazılmış yeni bir ekonomi vizyonunun iskeleti hâline geldi.
Kurucularından Vitalik Buterin’in deyimiyle bu bir devrim değil, bir evrimdi. Tıpkı elektrik gibi, Ethereum’un etkisi de ilk bakışta görünmezdi ama hayatın her alanına yayılmaya başladı. BlackRock, Robinhood, Deutsche Bank, Coinbase gibi finans devleri, artık Ethereum’un üzerinde tokenleştirilmiş hisse senetleri, para piyasası fonları ve anlık ödeme altyapıları kuruyor.
Buterin’in ilk adımlarını attığı o erken dönemde Ethereum, sadece madencilik yapılabilen ve akıllı sözleşmelerin test edilebildiği basit bir ağdı. “Frontier” adıyla başlatılan bu sistemin bir kullanıcı arayüzü bile yoktu. Yine de fikir güçlüydü: Paranın ve finansal sistemin programlanabilir bir forma bürünmesi.

O dönem IBM’de görev yapan Paul Brody, Ethereum’un potansiyelini gören ilk kurumsal isimlerden biriydi. Brody, “Vitalik’in fikrini dinlediğimde, bunun sadece yeni bir para değil, yeni bir işletim sistemi olduğunu anladım,” diyor. IBM ve Samsung ile birlikte geliştirilen ilk kurumsal blokzincir prototipi, Ethereum altyapısıyla 2015 CES Fuarı’nda tanıtıldı.
Bugün Brody, EY’nin küresel blokzincir lideri ve Ethereum’un kurumsal finans üzerindeki etkisinin canlı tanığı. Ona göre Ethereum, yavaş yavaş ama kaçınılmaz biçimde, finansal işlemlerin güvenli, programlanabilir ve merkeziyetsiz bir zemine taşınmasını sağladı. “Ethereum, bugün küresel finans sistemine entegre ediliyor,” diyor.

Ethereum’un kurucu ortağı Vitalik Buterin, ETHCC’de yaptığı konuşmada, kurumsal benimsemenin hızlanmasıyla birlikte ağın sonraki adımlarını ve değer testini ortaya koydu.
Bir Yeraltı Hareketinden Devlet Düzeyine
Ethereum’un yolculuğu yalnızca teknik bir başarı değil; aynı zamanda ideolojik bir değişimin simgesi. Prag’daki şifre punk merkezlerinden biri olan Paralelní Polis’te sıkça zaman geçiren Buterin, Ethereum’un yalnızca spekülatif kazanç aracı değil, aynı zamanda devlet gözetiminden bağımsız bir ekonomik sistem olduğunu vurguluyor.
O dönemde verdiği bir demeçte, “Bize sıkıcı görünen bazı şeyler, gelişmekte olan ülkelerde çok değerli olabilir. Uluslararası ekonomiyle entegre olmak, birçok insanın sahip olmadığı bir şey,” demişti. Ethereum, bu entegrasyonu milyonlar için mümkün kılan bir köprü hâline geldi.
Bugün ise Ethereum, sadece yeraltı teknoloji gruplarının değil; Cannes’daki uluslararası konferans salonlarının da baş konuğu. Ethereum’un bu yılki küresel konferansı, her bahar film yıldızlarını ağırlayan Palais des Festivals’de gerçekleştirildi. Bu, teknolojinin yeraltından küresel sahneye çıkışının sembolüydü.

Ethereum Vakfı’nın yeni atanan eş yöneticisi Tomasz Stańczak, Avrupa’nın blockchain alanındaki en büyük yıllık buluşması için Cannes’da.
Kurumların Tercihi: Güvenilirlik ve Şeffaflık
Ethereum’un gücü, en hızlı ya da en ucuz blokzincir olmasından değil, en istikrarlı ve şeffaf sistemlerden biri olmasından geliyor. Buterin’in aktardığına göre, kurumlar Ethereum’a değer veriyor çünkü “düşmüyor, kararlı çalışıyor ve güven veriyor.”
Robinhood, Arbitrum’u; Deutsche Bank, zkSync’i; Coinbase ve Kraken ise Optimism’i kullanıyor olabilir. Ancak tüm bu çözümler, nihayetinde Ethereum’un ana ağına bağlı. Kurumlar, işlemlerinin adil biçimde işlenmesini ve sansüre karşı koruma altında olmasını istiyor. Ethereum bunu sağlıyor.
Ethereum Vakfı’nın yeni eş yöneticisi Tomasz Stańczak da bu noktaya dikkat çekiyor: “Kurumlar, Ethereum’u değerleri için seçiyor. On yıldır durmadan geliştirilen bir sistem. Güvenlik, adalet ve şeffaflık sağlıyor. Bu, geleneksel finansın da talep ettiği şey.”

Kriptografi destekli teknolojiyle dünyayı değiştirmek isteyen benzer düşünen programcıların yanında sığındığı Prag’daki Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin.
Enerji Verimliliği ve Yeni Nesil Mimari
2022’de Ethereum’un “iş kanıtı” sisteminden “hisse kanıtı”na geçişi, yalnızca teknik değil aynı zamanda etik bir kırılma noktasıydı. Enerji tüketimi %99’dan fazla azaldı. Bu geçiş, ağın çevresel sürdürülebilirliğini sağlarken, işlem kapasitesinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi için altyapı hazırladı.
Sırada sıfır bilgi kanıtları (ZK-proofs) gibi yenilikler var. Bu sistem sayesinde, bir akıllı saatte bile işlem doğruluğu, Ethereum protokolüne uygun biçimde kanıtlanabilecek. Buterin’e göre bu, Ethereum’un internetin ve küresel ekonominin açık ve özgür altyapısı hâline gelmesi için atılması gereken teknik adımların bir parçası.
Görünmeyen Ama Durdurulamaz
Brody’nin deyimiyle Ethereum’un asıl gücü, görünmeden dönüşüm yaratabilmesinde yatıyor. “Değişim manşetlere çıkmayacak,” diyor Brody. “Ama banka havaleleri zincir üzerinden gerçekleşiyor, hisse senetleri tokenleştiriliyor. Şirket sözleşmeleri otomatikleşiyor. Yeni finansal ürünler artık blokzincir rayları üzerinde doğuyor.”
Sonuç olarak Ethereum, en hızlı ya da en parıltılı sistem olmayabilir. Ancak on yılda, dayanıklılığı ve kararlılığı ile geleneksel finansın temel katmanı hâline geldi. Buterin’in dediği gibi, bu sessiz bir devrim: Yıkmak için değil, inşa etmek için gelen bir dönüşüm.