%70
İndirim
  • YARIM ALTIN
    13.880,00
    % -0,35
  • AMERIKAN DOLARI
    39,7806
    % 0,05
  • € EURO
    46,7250
    % 0,64
  • £ POUND
    54,7032
    % 0,68
  • ¥ YUAN
    5,5484
    % 0,18
  • РУБ RUBLE
    0,5063
    % -0,43
  • BITCOIN/TL
    4263657,307
    % 0,01
  • BIST 100
    9.385,98
    % -0,35

Eurostat: Türkiye Yoksullukta Avrupa’nın Zirvesinde

Eurostat: Türkiye Yoksullukta Avrupa’nın Zirvesinde

PARA ANALİZ- Eurostat verilerine göre ülkede 18,6 milyon kişi yoksulluk sınırında, genç nüfusta ise risk AB ortalamasını da aştı. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayınlanan 2024 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları İstatistikleri oldu. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında yoksulluk riski en yüksek ülkelerden biri olarak kaydedildi.

Türkiye’de 18,6 milyon kişi yoksulluk riski altında
Eurostat verilerine göre Türkiye’de yoksulluk riski altında bulunan nüfus 18 milyon 675 bin kişiye ulaştı. Bu sayı, ülke nüfusunun yaklaşık beşte birine denk geliyor. Karşılaştırmalı olarak, AB ortalamasında yoksulluk riski altında olan nüfus oranı %16,2 düzeyindeyken, Euro Bölgesi’nde bu oran %16,6 olarak açıklandı. Türkiye, bu oranların çok üzerine çıkmış durumda.

Gençler daha büyük risk altında
15-24 yaş arası gençlerde yoksulluk riski oranı Türkiye’de %21,2 olarak hesaplandı. Bu oranla Türkiye, hem AB (%21,4) hem de Euro Bölgesi (%21,7) ortalamalarının da üzerinde yer aldı. Türkiye’de 2 milyon 870 bin genç, yoksulluk riskiyle karşı karşıya. Gençlerin yoksulluk riski altındaki toplam nüfus içindeki payı ise %15,4 oldu.

Avrupa genelinde karşılaştırma: Türkiye üst sıralarda
Genç nüfusta yoksulluk riski açısından Türkiye, Lüksemburg (%32,7), Norveç (%29,7) ve Bulgaristan (%26,6) gibi ülkelerden sonra en kötü durumda olan ülkeler arasında yer aldı. Yoksulluğun en düşük olduğu ülkeler ise Slovenya (%9,3), Kıbrıs (%11,1) ve İrlanda (%11,3) olarak sıralandı.

Sistemin faturası ağır oldu
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 7 yıllık bilançosu, sosyal ve ekonomik kırılganlıkların derinleştiğini ortaya koydu. Enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk verileri, “istikrar” vaadiyle gelen sistemin toplumsal refahı artırmadığını, aksine daha kırılgan bir yapı ortaya çıkardığını gözler önüne seriyor.