%70
İndirim
  • YARIM ALTIN
    14.037,00
    % 0,45
  • AMERIKAN DOLARI
    40,1760
    % 0,23
  • € EURO
    47,0428
    % 0,02
  • £ POUND
    54,3190
    % -0,19
  • ¥ YUAN
    5,6049
    % 0,38
  • РУБ RUBLE
    0,5151
    % -4,84
  • BITCOIN/TL
    4740214,727
    % 6,46
  • BIST 100
    10.359,12
    % 0,27

Strateji Notu: Barış Savaşsızlık Değil, Bilinçli Bir Tercihtir 28.06.2025

Strateji Notu: Barış Savaşsızlık Değil, Bilinçli Bir Tercihtir 28.06.2025

“Barış, savaşın yokluğu değildir; bir erdemdir, bir zihin halidir, iyilikseverlik, güven ve adalet eğilimidir.”
— Spinoza, Theologico-Political Treatise, 1670

“Çatışmanın yokluğu barış anlamına gelmez.”
— Dorothy Thomas

“Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.”
— Yunus Emre

“Kâfidir gene de ey Ruhum, Ete kemiğe büründük, göründük – bu da kâfidir.”
— Walt Whitman, Leaves of Grass

Dünyada barışın hüküm sürdüğü yönündeki her söylem, aslında çoğu zaman sadece savaşın görünürde olmamasına işaret eder. Ancak barış, yalnızca silahların susması değildir; yapısal güven, uzun vadeli istikrar ve karşılıklı adalet ilkelerinin hâkim olduğu bir sistemdir. Günümüz jeopolitiği ise bu anlamda gerçek bir barıştan oldukça uzak: Sadece geçici ateşkeslerin, askıya alınmış krizlerin ve stratejik bekleyişlerin hâkim olduğu bir denge sürecindeyiz.

Ortadoğu’da Ateşkes, Küresel Arenada Sessiz Fırtınalar

İran-İsrail hattında yaşanması muhtemel bir ateşkes, küresel piyasalarda kısa vadeli bir rahatlama yaratsa da esas riskler başka coğrafyalarda sessizce birikiyor. ABD ile AB arasında 7 Temmuz’da gerçekleşecek ticaret temasları, ardından ağustos ayında başlayacak ABD-Çin görüşmeleri ve yüksek tansiyonlu ticaret politikaları, piyasalar açısından potansiyel volatilite kaynakları.

Bu görüşmelerin özü barış değil; çoğu kez sadece kontrollü gerginlik ve ekonomik silahların geçici susturulması anlamına geliyor. Ticaret savaşlarında daha önce de “barış” değil, ancak “mola”lar gördük. Bu molaların ardında ise ekonomik sistemlerin kendi iç çelişkileriyle mücadelesi sürüyor.

Unutulan Tehlike: Japonya’nın Sessiz Krizi

Piyasa aktörlerinin bir kısmının göz ardı ettiği bir başka önemli gelişme ise Japonya cephesinde yaşanıyor. Japonya Merkez Bankası (BoJ), küresel para politikasının deneysel öncüsü oldu:

  • ZIRP ve QE politikalarını ABD’den yıllar önce uygulamaya koydu.
  • Japon hisse senetlerinin %40’ında ilk 10 hissedar arasında yer alıyor.
  • Kamu borcunun %50’sinden fazlasını satın alarak piyasa dinamiklerini fiilen devre dışı bıraktı.
  • GSYİH’nın %25’i büyüklüğünde parasal genişleme gerçekleştirdi.
  • Ve en nihayetinde, faiz oranlarını negatife düşürdü.

Ancak enflasyonun Mayıs ayında %3,7’ye çıkarak 2 yıllık zirveyi görmesiyle birlikte, bu deneysel modelin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. Japon devlet tahvili getirileri 2008’den bu yana ilk kez bu kadar yükselmiş durumda. BoJ, bilançosunda taşıdığı devasa borç yükü nedeniyle ciddi zararlara maruz kalabilir. Almanya’da artan bütçe açıklarıyla birlikte Bund faizlerinin de yükselmesi, bu kırılgan yapıyı daha da zorlayabilir.

FED’in Zaman Kazanma Stratejisi

ABD’de henüz ticaret savaşlarının etkileri ekonomik verilere tam yansımış değil. PMI verileri talebin sürdüğüne işaret etse de, fiyat baskıları halen mevcut. Bu nedenle FED, faiz indirimine dair temkinli bir tutum sergilemeye devam ediyor. FED açısından, şu an her hamle bir satranç hamlesi kadar dikkatle yapılmalı; çünkü atılacak adımlar sadece ekonomik değil, jeopolitik sonuçlar da doğurabilir.

İran-İsrail Gerilimi: Ateşkesten Öte

Yaşanan gerilim yalnızca bir nükleer programı etkisiz hale getirme çabası mı, yoksa daha kapsamlı bir rejim değişikliği stratejisi mi? Muhtemelen her ikisi de.
Elon Musk’ın Starlink projesinin sadece iletişim altyapısı sunmakla kalmayıp, aynı zamanda “düşünsel müdahale” amacı taşıdığı da bazı analizlerde yer alıyor. ABD’nin sürgündeki İran kraliyet ailesiyle ilişkileri, propaganda düzeyinde yeni bir evreye ulaşmış durumda. Fox News gibi platformlarda Farsça yayın yapılması bunun çarpıcı bir göstergesi.

DIA Raporu: Etkisizleştirilemeyen Bir Nükleer Program

Sızdırılan Savunma İstihbarat Ajansı (DIA) raporuna göre, ABD’nin İran’ın Fordow, Natanz ve Isfahan tesislerine yönelik operasyonu nükleer kapasiteyi yok etmekte başarılı olamadı. Tomahawk füzeleriyle denizden, B-2 bombardıman uçaklarıyla havadan yapılan saldırılara rağmen, programın yalnızca birkaç ay geriye itilebildiği değerlendiriliyor.

İran’ın saldırıdan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını tesis dışına çıkarmış olması da, planlı ve esnek bir savunma stratejisinin göstergesi.


Sonuç: Gerçek Barış, Eylemsizlik Değil Akıldır

Bugünün dünyasında barış, sadece bir çatışmasızlık hali değil, aktif bir stratejidir. Tıpkı bir zihin hali gibi, sürekli inşa edilmeli, güçlendirilmelidir. Hem diplomasi masalarında hem de ekonomik politika araçlarında bu erdemli barış anlayışı yoksa, yalnızca geçici sessizliklere şahitlik ederiz.

Barış, sadece savaşmamak değil; adil, dengeli ve bilinçli bir sistem inşa etmektir. Dünya ise hâlâ bu aşamaya epeyce uzak.