Bu yılı 28 milyar doların üzerinde bir ihracatla kapatmayı planlayan sektörün, sanayi yatırımlarının tekrar yükselişe geçişiyle büyüme yolculuğunu devam ettirmesi bekleniyor.
Ekonomist’in 28 Eylül – 11 Ekim 2025 tarihli sayısındanSanayide birçok sektörde ciddi sıkıntılar sürüyor. Enflasyon etkisinin yanı sıra girdi maliyetlerindeki artış ve kurun baskılanması nedeniyle son üç yıldır rekabetçilikte ciddi bir sınav veren sanayici, son verilere göre nihayet toparlanma emareleri göstermeye başladı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıkladığı haziran ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerine göre sanayi üretimi aylık bazda yüzde 0,7, yıllık bazda ise yüzde 8,3 arttı. Sanayi üretiminde böylece 16 ayın en yüksek yıllık artışı kaydedildi. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi de ağustosta 51,9’a yükseldi. Bu veri, dış talep koşullarındaki iyileşmenin ılımlı olmakla birlikte Mayıs 2024’ten bu yana en güçlü düzeyde gerçekleştiğine işaret etti. İhracat iklimindeki kesintisiz güçlenme eğilimi 20’nci aya ulaşırken sanayi yatırımlarının merkezindeki makine sektörü ise son yıllarda artan ihracat performansıyla göz doldurdu. Sektörün ihracat geliri 28 milyar doları aştı.
ZÜHTÜ BAKIR
Pandemi ve sonrasında özellikle Avrupa kaynaklı talep artışının Türkiye’nin yatırım iklimine olumlu yansıması 2019’un son çeyreğinden itibaren 18 çeyreklik makine ve teçhizatında büyüme maratonu getirdiğini anlatan Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, yatırımlardaki küçülmeye karşılık ihracatın büyüme yolculuğunu şu sözlerle anlatıyor: “Enflasyonla mücadelenin getirdiği makro ekonomik tedbirlerin yatırıma olan menfi etkisine de bağlı olarak 1 Eylül 2025’te güncellenen TÜİK verilerine göre 2024 yılında makine ve teçhizat yatırımları yüzde 6,7 küçüldü. 2025’te ise önceki döneme göre ilk çeyrekteki 2,5’lük küçülme ikinci çeyrekte 9,3 büyümeye dönmüş durumda.
2024 itibarıyla Türkiye’deki makine talebi düşüşü sektörün ihracat odağını daha da önemli kıldı. Ancak yüzde 60’lık oranla ana pazar olan Avrupa’da üçüncü yılına giren makine ve teçhizat yatırımları daralması bu durumu zorlu bir sürece sokuyor. Buna rağmen makine ihracatı 2024’te 28,3 milyar dolar ile önceki yılın bir nebze de olsa üzerine çıkarak tutundu. 2025’te de aynı oranda ihracatı bekliyoruz.”
İTHALATA KARŞI ÖNLEM ALINMALI
2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 artışla 1 trilyon 898 milyar TL büyüklüğe ulaşan makine imalat sanayi; 21 alt başlıkta KOBİ yoğun çok aktörlü bir sektör.
TÜİK rakamlarına göre makine imalatı, kurulumu, bakım ve servisi olmak üzere toplamda 59 bin işletme mevcut. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Siciline kayıtlı 28 NACE makine imalatı altında iştigal eden şirket sayısı ise 16 bini aşıyor. İhracatta gücünü ispatlayan sektörün en büyük sorunlarından biri Çin başta olmak üzere Asya menşeili makine ithalatının artıyor olması. Makine ihracatının kilogram olarak düşerken değer bazında kilosunun 7,8 dolara ulaştığını anlatan MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır, ihracattaki yüksek performansa karşılık ithalatta yine artış ve üretim tarafında bu yıl düşüş öngördüklerini kaydediyor.
İç pazarın daralması ve ihracattaki durgunluk nedeniyle 2024’te yaşanan yüzde 8,5’lik makine üretimindeki düşüşün 2025’te de devam ettiği anlatan Bakır, ücretler başta olmak üzere genel giderlerin göreceli artışı ve buna karşı değerli TL’nin makine imalat sektörünün rekabet gücünü Avrupalı rakiplerine karşı oldukça zorladığını da sözlerine ekliyor. Bakır, “Fiyatlarımız rekabetçi olduğumuz çoğu rakibimizin artık üzerinde kalıyor. Buna karşın makine ithalatın beklendiği kadar hız kesmemesi, aksine Çin menşeli makine ithalatındaki artış imalatçıyı iç pazarda baskılıyor ve bu alandaki dış ticaret açığının 15 milyar doların üzerinde kalmasına neden oluyor.
Dolayısıyla gerek teknik mevzuata aykırı güvensiz ve kalitesiz makinelere karşı gerekse fiyatta haksız rekabet unsurlarına haiz ithal makinelere karşı tedbirlerin etkinleştirilmesini elzem görüyoruz” diyor. 2025 yılına makine sektörünün temkinli bir iyimserlikle başladığını aktaran Hidroport Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hande Gözüm ise küresel raporların makine ve takım tezgâhları pazarında sınırlı da olsa büyüme öngördüğüne işaret ediyor. Türkiye’de ise ithalatın gerilemesi ve ihracatın güçlenmesiyle sektörün dış pazarlara odaklanarak yeni fırsatlar yakaladığını belirten Gözüm, “Biz de yatırımlarımızı daha çok verimlilik artırıcı modernizasyon, ürün çeşitlendirme ve AR-GE çalışmalarına yönlendiriyor, ihracat odaklı büyüme stratejisiyle Ortadoğu, Afrika ve Kuzey Amerika gibi pazarlarda yeni iş bağlantıları kurarak önümüzdeki dönemde sektörün büyüme potansiyelini değerlendirmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.
SABİR KUR REKABET GÜCÜMÜZÜ AZALTIYOR
Kocaeli Sanayi Odası’nın yanı sıra İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) da başkanlığını yürüten Ayhan Zeytinoğlu ise üretimde maliyet baskısı ve ihracatta rekabetçilik sorunlarının çözülmesi gerektiğine işaret ediyor. Ekonomide yaşanan zorlu süreçte bütün yükün üreticinin üzerine bırakıldığını ve kamunun da elini taşın altına koyması gerektiğini aktaran Zeytinoğlu, “2026 yılında sanayi tarafında zorlu süreç devam edecek gibi görünüyor. Orta Vadeli Plan (OVP) büyüyeceğiz ama döviz kurunu düşük tutacağız diyor.
Bu rekabet gücümüzü olumsuz etkiliyor. Ben o nedenle 2026 yılı için bir ferahlama öngöremiyorum.
OVP’de ihracat artışlarına bakıldığında bu yıl 273 milyar dolar, gelecek yıl 282 milyar dolar, 2027 yılı içinde 294 milyar dolar hedefleniyor. Fakat sabit tutulan kurdaki bu hareketler bizim rekabet gücümüzü azaltmaya devam edecek. Satmak isteyip satamayacağız konusunda endişelerimiz var” diyor.
DR. HANDE GÖZÜM / HİDROPORT MÜHENDİSLİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI “Büyüme stratejimizin odağında ihracat var”
HAKAN AYDOĞDU / TEZMAKSAN GRUP CEO’SU “İnsansız teknoloji ihraç eden öncü marka olacağız”
Soner Güneş


































































































