Analiz – Piyasa Notu – 16.07.2025

Sizden gelen yoğun sorular sebebi ile bu yazıda altın analizi yapmak istedim. Altın, küresel belirsizlik ortamında hâlâ güvenli liman işlevi görüyor ve güçlü kalmayı sürdürüyor. Ancak artık önceki kadar güçlü değil. Yatırımcıların hem jeopolitik hem teknik gelişmeleri yakından izlemeleri, pozisyon yönetimi açısından büyük önem taşıyor.

Altın Fiyatlarında Jeopolitik Denge: Güçlü Duruyor, Ama Eski Gücünde Değil!

Son dönemde ekonomik, siyasi ve jeopolitik gelişmelerin yarattığı küresel belirsizlikler piyasalar üzerinde sert baskılar oluştururken, bu ortamdan en fazla pozitif ayrışan enstrümanlardan biri altın oldu. Özellikle ABD tahvil faizlerinde yaşanan yükselişe rağmen altının değer kazanması dikkat çekici.

Normal koşullarda faizlerin artması, faiz getirisi sağlayan enstrümanlara olan ilgiyi artırırken; altın gibi getirisi olmayan varlıklara olan talebi azaltır. Ancak son süreçte bu beklenti dışında bir tablo oluştu. Hisse senetleri ve diğer faizsiz enstrümanlar baskı altında kalırken, altın güçlü kalmayı başardı.

Bunun temel nedeni, küresel risk iştahındaki ciddi bozulma ve jeopolitik belirsizlikler. Trump sonrası dönemde artan ticaret savaşları, ABD’ye olan güveni sarsarken, yatırımcılar düşük fiyatlı tahvil almak yerine altın gibi güvenli limanlara yöneldi. Ayrıca merkez bankalarının, özellikle Batı ile sorun yaşayan ülkelerin, rezervlerini altın lehine yeniden yapılandırmaları da bu süreci destekledi. Çin, ABD tahvillerini azaltırken altın rezervlerini artıran başlıca ülke konumunda.

Altındaki Yavaşlama Ne Anlama Geliyor?

Son günlerde altının yükseliş ivmesinde bir yavaşlama gözleniyor. Bu durum, önceki dönemlerde fiyatlanan risklerin büyük kısmının artık etkisini yitirmeye başlamasıyla açıklanabilir. Örneğin; ABD-Çin ticaret ilişkilerinde yumuşama ve İran-İsrail geriliminde geçici ateşkes ortamı gibi gelişmeler, belirsizlik seviyesini kısmen azaltmış durumda.

Buna karşın hâlâ çözüm bekleyen kritik başlıklar var:

• Ukrayna-Rusya savaşı ve Trump’ın Moskova’ya karşı olası sert tavrı,
• AB-ABD ticaret anlaşmasındaki belirsizlik,
• Fed Başkanı Powell üzerindeki siyasi baskının artması.

ABD’nin 1 Ağustos’a kadar AB ile ticaret anlaşmasına varamaması durumunda %30’luk tarife uygulayacağı açıklaması piyasalar tarafından ciddiye alınıyor. Her ne kadar pozitif bir sonuca ulaşılacağı beklentisi güçlü olsa da, AB’nin karmaşık ve yavaş işleyen karar alma mekanizması süreci zorlaştırabilir. Bu da piyasalarda belirsizlik anlamına gelir.

Trump’ın Ukrayna’ya silah yardımı ve Rusya’ya karşı agresif bir strateji izleyeceği yönündeki haberler, jeopolitik riskin devam ettiğine işaret ediyor. İran örneğinde olduğu gibi, Trump’ın Rusya’yı da benzer şekilde masaya zorla oturtma planı olduğu yorumlanıyor. Ancak Rusya’nın İran’dan çok daha güçlü bir aktör olması nedeniyle bu senaryo oldukça karmaşık.

Teknik Görünüm: Altında Yön Neresi?

Mevcut jeopolitik riskler altını güçlü tutsa da, yükseliş momentumu belirgin şekilde zayıflamış durumda. Eğer AB ile anlaşma sağlanır ve Rusya ile diplomatik ilişkilerde yumuşama görülürse, altın fiyatlarının yükselen tahvil faizleri ve güçlü dolar endeksine paralel şekilde geri çekilmesi beklenebilir.

Bu kapsamda teknik olarak, 3310 desteği kritik konumda. Bu seviyenin kırılması durumunda 3210–3200 bandına kadar geri çekilme yaşanabilir. Öte yandan, fiyatlar 3310 üzerinde kaldığı sürece 3500 hedefi geçerliliğini koruyacaktır.

Sonuç:

Altın, küresel belirsizlik ortamında hâlâ güvenli liman işlevi görüyor ve güçlü kalmayı sürdürüyor. Ancak artık önceki kadar güçlü değil. Yatırımcıların hem jeopolitik hem teknik gelişmeleri yakından izlemeleri, pozisyon yönetimi açısından büyük önem taşıyor.